Bilgi ve tecrübelerimizle iç süreçlerinizi beraber değerlendiriyor; yol haritası çıkarıyoruz. CRM projeleriniz için kullanıcı, sistem yöneticisi ve teknik personel eğitimlerini beraber planlıyoruz.

İletişim

+90 212 483 7318

+90 549 149 29 01

info@zenobilisim.com

YTÜ, Davutpaşa Kampüsü - Teknopark C1-109

5307 Summerhill Manor Lane - TX77494 Houston, Texas

Blog
Mikro Hizmetler Microservices

Mikro Hizmetler (Microservices) ile Bulut Mimarisi Kurulumu

Günümüzde yazılım geliştirme süreçleri giderek daha karmaşık hale gelirken, büyük ölçekli uygulamalar için esneklik, ölçeklenebilirlik ve kolay yönetilebilirlik büyük önem taşıyor. Geleneksel monolitik mimariler, belirli bir ölçeğe kadar işlevsel olsa da büyüyen sistemlerde çeşitli zorluklar yaratabiliyor. İşte bu noktada, mikro hizmetler mimarisi devreye girerek yazılım ekiplerine daha hızlı geliştirme, dağıtım ve yönetim imkanı sunuyor. Özellikle bulut bilişimle bir araya geldiğinde, mikro hizmetler çok daha verimli hale geliyor. Kubernetes gibi modern teknolojiler sayesinde, mikro hizmet tabanlı uygulamalar kolay ölçeklenebilir ve esnek bir yapıya kavuşarak bulut mimarisinin avantajlarından en iyi şekilde yararlanabiliyor.

Mikro Hizmetler (Microservices) Nedir? Temel Kavramlar

Mikro hizmetler, bir yazılımın küçük ve bağımsız bileşenlerden oluşacak şekilde tasarlanmasını sağlayan bir mimari yaklaşımdır. Geleneksel monolitik yapılarda tüm uygulama tek bir kod tabanı içinde yer alırken, mikro hizmet mimarisinde her bileşen kendi başına çalışabilir. Bu yapı sayesinde her mikro hizmet belirli bir işlevi yerine getirir ve diğer hizmetlerle API’ler aracılığıyla iletişim kurar. Mikro hizmetlerin en büyük avantajları arasında bağımsız geliştirme ve dağıtım, esneklik, yatay ölçeklenebilirlik ve farklı programlama dillerinin kullanılabilmesi yer alır. Bu sayede büyük ölçekli uygulamalar daha sürdürülebilir ve yönetilebilir hale gelir.

Monolitik Mimariden Mikro Hizmetlere Geçiş Süreci

Geleneksel monolitik mimariler, başlangıçta küçük ekipler için pratik bir çözüm sunabilir. Ancak uygulama büyüdükçe, kod yapısı karmaşık hale gelir ve yeni özellikler eklemek giderek zorlaşır. Bu noktada, mikro hizmet mimarisi devreye girer. Monolitik yapıyı bölerek her bileşeni bağımsız bir hizmet olarak tasarlamak, yönetimi ve ölçeklenebilirliği kolaylaştırır. Geçiş sürecinde ilk olarak mevcut sistem analiz edilir ve hangi bileşenlerin ayrıştırılabileceği belirlenir. Daha sonra, her bir hizmet bağımsız modüller halinde yeniden yapılandırılır ve API’ler aracılığıyla iletişim kurmaları sağlanır. Son aşamada ise Docker ve Kubernetes gibi konteyner teknolojileri kullanılarak bu hizmetler dağıtılır ve yönetilir. Bu dönüşüm, yazılımın daha esnek, ölçeklenebilir ve sürdürülebilir hale gelmesini sağlar.

Bulut Bilişimde Mikro Hizmetlerin Avantajları

Bulut bilişim, mikro hizmet mimarisi için ideal bir altyapı sağlar. Bu iki teknolojinin bir arada kullanılması, ölçeklenebilirlik ve yönetilebilirlik açısından büyük avantajlar sunar. Geleneksel sunucu tabanlı sistemlerde donanım sınırlamaları nedeniyle ölçeklendirme hem maliyetli hem de karmaşık olabilir. Ancak bulut tabanlı çözümler sayesinde, ihtiyaca göre kaynak tahsis etmek çok daha kolay ve esnektir. Bulut bilişim, mikro hizmetlerin bağımsız olarak ölçeklenmesine olanak tanır. Örneğin, yoğun talep gören bir hizmet anında daha fazla kaynak kullanabilirken, daha az kullanılan hizmetler minimum kaynak tüketir. Bu sayede sistemin genel performansı artarken, maliyetler de optimize edilir.

Mikro Hizmetler ile Bulut Mimarisi Nasıl Kurulur?

Mikro hizmetleri bulut ortamında çalıştırmak için öncelikle uygun bir altyapı oluşturulmalıdır. İlk adım olarak, hangi bulut sağlayıcısının kullanılacağı belirlenmelidir. AWS, Azure ve Google Cloud gibi popüler sağlayıcılar, mikro hizmetlerin ölçeklenebilir ve yönetilebilir olmasını sağlayan geniş hizmet seçenekleri sunar. Mikro hizmetlerin sorunsuz çalışabilmesi için uygun bir konteyner ortamı kurulmalıdır. Bu noktada Docker, hizmetleri izole etmeye ve daha verimli yönetmeye yardımcı olurken, Kubernetes ise otomatik ölçekleme ve hata toleransı gibi avantajlar sunan güçlü bir platform sağlar. Ayrıca, sistem içindeki hizmetlerin birbirleriyle daha verimli iletişim kurmasını sağlamak için API Gateway ve Service Mesh gibi çözümler kullanılabilir. Bu araçlar, hizmetler arası trafiği optimize ederek performansı artırmaya ve yönetimi kolaylaştırmaya yardımcı olur.

API Gateway ve Service Mesh: Mikro Hizmetlerde Trafik Yönetimi

Mikro hizmetlerin birbiriyle nasıl iletişim kurduğu, sistemin genel performansını doğrudan etkileyen kritik bir unsurdur. API Gateway, istemciler ile mikro hizmetler arasındaki veri akışını yönlendiren bir ara katman olarak görev yapar. Güvenlik, kimlik doğrulama, hız sınırlama ve yük dengeleme gibi işlemleri merkezi bir noktadan yöneterek sistemin daha verimli çalışmasını sağlar. Öte yandan, Service Mesh ise mikro hizmetlerin kendi aralarındaki iletişimi düzenlemek için kullanılır. Büyük ölçekli sistemlerde, hizmetler arası çağrıları optimize etmek, hata yönetimini kolaylaştırmak ve gözlemlenebilirliği artırmak açısından önemli bir rol oynar. Istio, Linkerd ve Consul gibi popüler Service Mesh çözümleri, mikro hizmetlerin daha güvenilir ve verimli çalışmasına katkı sağlar.

Konteyner Teknolojileri Docker ve Kubernetes ile Mikro Hizmetler

Mikro hizmetler genellikle konteyner teknolojileri kullanılarak dağıtılır. Docker, her mikro hizmetin bağımsız çalışmasını sağlayan hafif bir sanallaştırma çözümüdür. Bu sayede, her hizmet kendi izole çalışma ortamında çalışabilir ve bağımsız olarak dağıtılabilir. Büyük ölçekli mikro hizmet sistemlerinde en yaygın kullanılan konteyner orkestrasyon platformu ise Kubernetes’tir. Kubernetes, otomatik ölçeklendirme, yük dengeleme ve hata toleransı gibi özellikleriyle mikro hizmetlerin yönetimini büyük ölçüde kolaylaştırır. Ayrıca, Kubernetes sayesinde mikro hizmetler farklı ortamlarda – test, geliştirme ve üretim aşamalarında – sorunsuz bir şekilde çalıştırılabilir.

Mikro Hizmetlerde Veri Yönetimi Hangi Veri Tabanı Kullanılmalı?

Mikro hizmet mimarisinde, her hizmetin kendi veri tabanına sahip olması önerilir. Bu yaklaşım, hizmetlerin bağımsız çalışmasını sağlayarak esneklik ve ölçeklenebilirliği artırır. Veri yönetimi konusunda farklı çözümler bulunmaktadır. İlişkisel veri yapıları gerektiren hizmetler için SQL veri tabanları (MySQL, PostgreSQL) tercih edilirken, büyük hacimli ve esnek veri yapıları için NoSQL veri tabanları (MongoDB, Cassandra, DynamoDB) daha uygun olabilir. Ayrıca, olay bazlı veri yönetimi için Event Sourcing ve CQRS gibi yaklaşımlar da kullanılabilir. Mikro hizmetler için en uygun veri tabanı seçimi, her hizmetin ihtiyacına göre belirlenmeli ve sistemin performansını en iyi şekilde destekleyecek yapı tercih edilmelidir.

 

Leave a comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Tıkla Ara
× Bize ulaşın